Gazel
Hâsılım yok ser-i kûyunda belâdan gayrı
Garazım yok reh-i aşkında fenâdan gayrı
Ney-i bezm-i gamem ey âh ne bulsan yele ver
Oda yanmış kuru cismimde hevadan gayrı
Perde çek çehreme hicran günü ey kanlı sirişk
Ki gözüm görmeye ol mâh-likaadan gayrı
Yetti bî-kesliğim ol gaayete kim çevremde
Kimse yok çizgine girdâb-ı belâdan gayrı
Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı
Bezm-i aşk içre Fuzûlî nice âh eylemeyem
Ne temettu’ bulunur bende sadâdan gayrı
|
|
|
Günümüz Türkçesiyle:
1- Senin bulunduğun yerde belâdan başka elde ettiğim şey yok;aşkının yolunda yok olmaktan başka bir maksadım yok.
2-Ey âh!gam meclisinin ney’iyim,ateşe yanmış kuru vücudumda arzudan (veya:havadan) başka ne bulursan yele ver (yani:savur,dağıt).
3-Ey kanlı gözyaşı!ayrılık günü yüzüme perde çek ki gözüm o ay yüzlüden başka bir şey görmesin.
4-Kimsesizliğim o dereceye vardı ki,çevremde belâ girdabından başka dönen kimse yok.
5-Bana ne gönül ateşinden başka kimse yanar,ne de tan yelinden başka kimse kapımı açar.
6-Fuzuli!aşk meclisinde nasıl âh etmeyeyim?Bende sesten başka ne kâr bulunur?
|
|