Bâkî, Klâsik şiirin bütün inceliklerini ve nazım tekniğini iyi bilen, Türkçeyi ustaca kullanan bir şairdir. Onun şiirlerinde orijinal bir felsefe yoktur. Kendinden önce yetişen Türk ve İran şairlerinin ifade ettikleri fikirlerden ruhuna uygun olanları seçip ustaca işlemiştir. Bakî, eğlenceye, yaşamaya düşkün bir şairdir. Ona göre, insan ömrü çok kısadır; bu kısacık ömür elden geldiğince zevk ve eğlenceyle geçirilmelidir. Zaman zaman talihten ve kıymet bilmezlikten şikâyet ettiği de olur. Bâkî'nin şiirlerinde coşkun bir lirizm yoktur. Şair, şiirlerinde duygudan çok aklı ön plânda tutar. Din dışı konuları işleyen şair, tasavvufa pek önem vermez. Tasavvuf terimlerini sadece hüner göstermek için kullanmıştır. Şiirlerinde kendi yaşayışını, çevresini, İstanbul halkının o devirdeki yaşayış biçimini bir ressam gibi ifade eder. Tabiatı işlediği şiirlerinde özellikle renk ve ışık öğelerinden yararlanır. Herkesin kolayca anlayacağı sade şiirden hoşlanmayan Bakî, duygu ve düşüncelerini olduğu gibi fakat nükteli ve sanatlı bir şekilde ifade eder. Anadolu'da XIII. yüzyıldan beri işlene işlene güzelleşen ve klâsik değer kazanan Klâsik şiiri, Bakî, şekil bakımından mükemmelliğe ulaştırmıştır. Kasidelerinde ağır bir dil kullanan şair, gazellerinde biraz daha sade ve külfetsiz İstanbul Türkçesini kullanmaya gayret etmiştir. Bâkî'nin en önemli eseri Divan'ıdır. Arapçadan çevirdiği bazı mensur eserleri varsa da bunlar o kadar önemli değildir
Bâkî, İstanbul'da doğmuştur. Asıl adı Mahmud Abdulbâkî'dir, Fatih Camiî müezzinlerinden Mehmet Efendi'nin oğludur. Fakir bir ailenin çocuğu olan Bakî, bir süre saraç çıraklığı yaptıktan sonra medreseye girmiştir. Zamanın ünlü bilginlerinden ders alan şair kısa sürede bilim ve sanat çevrelerine kendini tanıtmayı başarmıştır. Yirmi yaşında şöhrete ulaşan şair, devrinin hükümdarlarına ve devlet adamlarına yazdığı kasidelerle onlardan ihsan ve iltifat görmüş, müderrislikten kazaskerliğe kadar devlet kademelerinde görevler almıştır. Çok arzuladığı hâlde Şeyhülislâmlık makamına geçmeden ölmüştür.
baki hayati
Nis 17